TOPLUKONUT TV

Bir eviniz var mı? Eğer varsa, kendinizi şanslı sayabilirsiniz. Ama ya yoksa? Duvarlarına umutlarınızı asacak, geleceğe dair hayallerinizi yeşertecek bir alanınız olmadan nasıl bir hayat kurabilirsiniz?

Mahkeme 'dur' diyor, Simpaş bildiğini okuyor! Mahkeme 'dur' diyor, Simpaş bildiğini okuyor!

Bir ev almak için kaç maaş gerekir? BestBrokers’ın raporuna göre Türkiye’de bu soru tek bir cevapla özetleniyor: Tam 631 maaş. Bu da 52 yıla tekabül ediyor. Düşünmek bile insanı yoruyor. 52 yıl boyunca maaşınızı biriktirmeniz gerektiği bir sistemde, yaşamaya mı çalışıyorsunuz yoksa hayatta kalmaya mı?

Türkiye’de neden bir ev sahibi olmak bu kadar zor? Sorun yalnızca maaşların düşüklüğü değil. Sorun, bu düzenin adaletsizliğinde. Çoğunluk asgari ücretle yaşam mücadelesi verirken, 631 maaşı nasıl biriktireceksiniz? İşte, bu düzeni kimin yararına sürdüğümüzü sormanın zamanı geldi de geçiyor.

Neden Nepal ile kıyaslanıyoruz? Türkiye, listede Nepal’in hemen üstünde. Nepal’de bir ev sahibi olmak için 684 maaş gerekiyor. Ama burada kritik soru şu: Biz neden Avrupa ülkeleriyle kıyaslanmıyoruz? Danimarka’da bir ev için 114 maaş yeterken, İsveç’te bu sayı 129. Peki, neden biz sürekli alt sıralardaki ülkelerle rekabet eder gibi gösteriliyoruz?

Güney Afrika’dan ne öğrenebiliriz? 71 maaşla ev sahibi olunabilen Güney Afrika, listede en uygun ülke. Amerika’da bu süre 76 maaş. Peki biz neden bu ülkelerin başarılarını kopyalayamıyoruz? Ev sahibi olmayı lüks değil, temel bir hak olarak gören bir anlayıştan neden bu kadar uzağız?

Ev sahibi olmak ne ifade ediyor? Sadece dört duvar mı? Yoksa insanın geleceğini, güvenliğini, hayallerini temsil eden bir yaşam alanı mı? Ev sahibi olamayan bir nesil, hayatını nasıl planlayabilir? Kiraya mahkumiyet, bir insanın özgürlüğünü nasıl kısıtlar?

Bu düzenin kazananı kim? Bu soruyu hepimiz sormalıyız: Bu düzen kim için var? 52 yıl maaş biriktirip bir ev sahibi olabilen biz mi yoksa bu düzeni inşa edenler mi kazanan? Görünen o ki, sistem yoksulun sırtından zengin yaratma üzerine kurulu.

Bu adaletsizliğe nasıl dur diyebiliriz? Eğer bu sistemde bir şeyleri değiştirmek istiyorsak, önce bunu sorgulamalıyız. Ev sahibi olmanın bir insan hakkı olduğunu, hiçbir çaba ve hayalin bu kadar değersizleştirilmemesi gerektiğini savunmalıyız.

Hayallerimizi nasıl koruyabiliriz? Bir ev, yalnızca bir mülk değildir. Bir hayattır. Ve bu hayatı korumak, hepimizin ortak sorumluluğu olmalı. Peki siz, bu sorumluluğa nasıl sahip çıkmayı düşünüyorsunuz?

www.toplukonutemlak.com