TOPLU KONUT TV

HİKAYE - Ormansal bir masal diyarı. Gözlerinize inanamayacağınız bir güzellik. Ve tam ortasında bir taş ev.

Bu evin sahibi yaşlı bir adamdı. Adı Ahmet. Ahmet Dede, köyün en eski zanaatkârıydı. Hayatını taşlara şekil vermekle geçirmişti. Söylenene göre, bu evi tek başına inşa etmişti. Her bir taşı kendi elleriyle yontmuş, kendi ruhunu evin duvarlarına işlemişti.

Ama bu evin bir sırrı vardı. Köyde herkes, akşam olduğunda evin içinden yayılan ışıkları konuşurdu. Hiç kimse evin içinde ne olduğunu bilmezdi. Ahmet Dede ise hiçbir şey söylemez, gülümseyerek uzaklaşırdı.

Bir gün, köyden genç bir kız olan Zeynep, bu sırrı öğrenmeye karar verdi. Çocukluğundan beri Ahmet Dede'nin evine karşı derin bir merakı vardı. Cesaretini toplayarak, bir akşamüstü evi ziyaret etti.

Kapıyı çaldığında Ahmet Dede onu gülümseyerek karşıladı. “Buyur kızım, hoş geldin,” dedi. Zeynep heyecanla evi gezmek istediğini söyledi. Ahmet Dede, bir süre düşündükten sonra başını salladı ve “Peki,” dedi.

Ev, dışarıdan göründüğünden daha büyüktü. Taş duvarlar sıcacıktı, içerideki şömine ise insanın ruhunu ısıtıyordu. Ama Zeynep’in dikkati, odanın ortasında duran büyük bir sandığa kaydı. Üzerinde eski işlemeler vardı ve kilidi kapalıydı.

“Bu sandıkta ne var, Dede?” diye sordu Zeynep.

Ahmet Dede’nin yüzü bir anda ciddileşti. “Bu sandıkta, evin ruhu var,” dedi.

Zeynep şaşırdı. “Ruhu mu?”

Ahmet Dede, sandığa doğru yaklaştı. “Bu evin her bir taşında benim hikayem var. Sandıkta ise, en önemli anılarım saklı. Ama onları açmak bir cesaret ister. Eğer açarsan, her şeyi göreceksin, ama bazı şeyler, gördükten sonra seni asla terk etmez.”

Zeynep bir süre düşündü. Kalbi korkuyla atıyordu ama merakı daha büyüktü. Sandığın kapağını açmaya karar verdi.

Ahmet Dede, eski bir anahtarla kilidi açtı. Sandık ağır bir şekilde açıldığında içeriden ışık yayıldı. Sandığın içinde, eski fotoğraflar, mektuplar ve küçük, parlak bir taş vardı. Ama taşın etrafında anılar canlanmaya başladı.

Zeynep, bir anda geçmişin içinde buldu kendini. Ahmet Dede’nin gençlik yıllarını, sevdiği kadını ve bu evi nasıl birlikte inşa ettiklerini gördü. Ancak sevdiği kadın, bir hastalık yüzünden genç yaşta hayata veda etmişti. Ahmet Dede, kadının hatırasını yaşatmak için evi inşa etmişti. Taşların her birine, sevdiği kadının gülümsemesini, sesini, dokunuşunu işlemişti.

Zeynep gözyaşlarını tutamadı. Ahmet Dede’nin hikayesi, taş evin sırrını açıklıyordu. O ev, sadece bir yapı değil, bir aşkın ve fedakârlığın simgesiydi.

Zeynep o gün, evden çıkarken, kalbinde taş evin hikayesini taşıyordu. Ahmet Dede ise, kapının önünde ona bakarak gülümsedi. “Hikayemi anladın mı, kızım?” dedi.

“Evet, Dede,” dedi Zeynep. “Bu ev, bir ömür boyu süren bir aşkın anıtı.”

Akıllı saat alırken dikkat edilmesi gereken 5 önemli kriter Akıllı saat alırken dikkat edilmesi gereken 5 önemli kriter

O günden sonra, Zeynep için taş ev, sadece bir ev değil, hayatın anlamını öğrenmek için bir ders olmuştu.

Ve her akşam, evin ışıkları yanmaya devam etti. Ama artık Zeynep biliyordu: O ışık, sevginin hiç sönmeyen aleviydi.

www.toplukonutemlak.com