ANALİZ ' HABER - 2025’e doğru yaklaşıyoruz. Her şey değişiyor, yenileniyor, dönüşüyor… Ama bizdeki dönüşümün adı genelde “mecburiyet.” Yeni bir sabahın eşiğinde, yine vatandaşın omuzlarına yüklenen yeni bir külfetle karşı karşıyayız.
1 OCAK 2025: ESİKİ KİMLİKLER RAFA KALKIYOR
Çipli kimlik kartlarına geçiş, 2016 yılında başlamıştı. Güvenlik ve kolaylık vaat ediliyordu. Şimdi ise 1 Ocak 2025’ten itibaren eski kimliklerin tapu işlemlerinde geçersiz olacağı açıklandı. Vatandaşın bir yılbaşı sabahına “Kimliksiz” uyanmaması için elini çabuk tutması gerekiyor.
Peki, soralım: Vatandaş neden sürekli bir değişim telaşının içinde olmak zorunda?
KİMLİKLER DEĞİŞİYOR, AMA PROBLEMLER AYNI KALIYOR
Yeni çipli kimlik kartları, tapu işlemlerini hızlandıracakmış.
Sahtecilik önlenecekmiş.
Oysa tapu müdürlüklerinde işlem yapabilmek için saatlerce bekleyen, günlerce sıra beklemek zorunda kalan vatandaşlar zaten sistemin hantallığından bıkmış durumda. Çipli kimlikler, bu bekleme çilesini sona erdirecek mi?
Belki. Ama asıl sorun başka yerde.
ÇİPLİ KİMLİKLERİN MALİYETİ: VATANDAŞIN CEBİNDEN ÇIKAN PARA
Kimlik yenilemek bir “mecburiyet” haline geldiğinde, iş sadece yeni bir kart almakla bitmiyor. Fotoğraf çektirme, belgeleri toparlama, nüfus müdürlüğünde sıra bekleme derken, harcanan para ve zaman vatandaşa dert oluyor.
Peki, vatandaş bu yenileme için ne kadar ödeme yapıyor? Kimlik yenileme bedeli neden sürekli artıyor? Ve bu bedelin düşük gelirli vatandaşlar için bir yük haline geldiği gerçeği neden konuşulmuyor?
ESKİDEN DEĞİL, DAHA YENİDEN KORKMALIYIZ
Eski kimlik kartları tarihe karışıyor. Ancak biz geçmişten değil, geleceğin bize getireceği belirsizlikten korkar hale geldik. Yeni bir kart alıyorsunuz, peki ya sistemler bu kadar güvenilir mi? Çipli kimlik kartlarının hacklenme riski, kötüye kullanım ihtimali hiç mi yok? Güvenlik adına vatandaşı bu kadar mecbur bırakmak ne kadar doğru?
DÜZENLEME VATANDAŞA HİZMET İÇİN Mİ, YOKSA ZORUNLULUK MU?
Her yeni düzenleme, vatandaşın “Rahatlaması” için yapılıyor. Ancak uygulamada işler tam tersine işliyor. Nüfus müdürlüklerinde uzayıp giden kuyruklar, işlem sırasında ortaya çıkan eksik belgeler, yetiştirilemeyen süreler ve vatandaşın bir türlü bitmek bilmeyen mağduriyeti…
Sistemin düzgün çalışmadığı bir ülkede, sistemin eksiklerini vatandaşa yüklemek ne kadar adil?
ESKİ KİMLİKLER BİR SABAH ANSIZIN GEÇERSİZ OLACAK
Vatandaş olarak bizlere düşen, süresi dolan bir kimlik kartını hemen yenilemek. Ancak asıl görev, sistemi vatandaşın hizmetine uygun hale getirmek değil mi? Yeni kimlik kartlarının “zorunlu” hale getirilmesi yerine, teşvik edilmesi daha uygun olmaz mıydı?
Neden “Eski kimlik kartları geçici bir süre daha kabul edilecek” gibi bir çözüm sunulmuyor? Vatandaşı bir gecede “kimliksiz” bırakmak, devletin vatandaşına karşı sorumluluk anlayışıyla ne kadar bağdaşıyor?
HİZMET Mİ, YÜK MÜ?
Bu düzenlemelerin getirdiği yük, yalnızca tapu işlemleriyle sınırlı değil. Banka işlemleri, sağlık hizmetleri, eğitim ve daha birçok alanda çipli kimlik kartları olmadan işlem yapılamayacağı açıklandı. Peki, bu geçiş sürecinde aksaklıklar yaşanırsa, faturayı yine kim ödeyecek?
VATANDAŞIN SESİ: YETTİ ARTIK
Sokaktaki vatandaşa kulak verin. “Hep bizden mi fedakarlık bekleniyor?” diye soruyor. Vatandaşın, devletinden bir talebi var: Sorunsuz bir sistem, adil bir uygulama ve insan gibi muamele…
1 Ocak 2025 sabahı eski kimliklerle işlem yapmak isteyenlerin ne yapacağını şimdiden kestirmek zor. Ama bir şeyi biliyoruz:
Vatandaş, her yeni düzenlemeyle biraz daha yoruluyor.