TOPLU KONUT TV

EMLAK ' PARA -  Doğanın sessiz çığlığı bu kez İzmir’den yükseliyor. Urla’da bulunan Yağcılar koyu, bu yaz yaşanan orman yangınlarının ardından gündeme oturdu. Ancak bu kez yangının kül ettiği ağaçlardan ziyade, yangından kurtulanların kaderi konuşuluyor.

Vatandaşlık konut karşılığı satılırsa ne olur? Vatandaşlık konut karşılığı satılırsa ne olur?

Yangın bölgesinde 650 lüks villa inşa edilmesi planlanıyor.

Yangından sağ kurtulan ağaçların sayısı bile dudak uçuklatıyor: Tam 45 bin. Ve şimdi bu ağaçlar, inşaat projelerine kurban edilecek.

*   *  *

ÜÇÜNCÜ DERECE SİT ALANI: TALAN İÇİN YASAL ZEMİN

30 Temmuz’da meydana gelen yangın, yalnızca ağaçları ve ekosistemi değil, Yağcılar koyunun koruma statüsünü de yakıp geçti.

Yangından önce birinci derece sit alanı olan bölge, yangının ardından üçüncü derece sit alanına dönüştürüldü. Ne tesadüf! Bu değişiklikle koy, imara açılmış oldu.

Şimdi ise, zeytin ve çam ağaçlarından oluşan o eşsiz doğa, beton blokların gölgesinde kaybolacak.

*   *  *

"DOĞAYA İHANETTİR"

Urla Belediye Başkanı Selçuk Bakan, projeye sert çıktı. Açıklamasında, “Bu kadar yoğun bir yapılaşmaya biz Urla Belediyesi olarak izin veremeyiz. Halkın da rızasının olmadığı bu projede bizim de rızamız yok.

Zaten su kıtlığının olduğu bir bölgede ve bu kadar yoğun ağaçların bulunduğu bir alanda bu yapılaşma doğaya ihanettir,” dedi.

Peki bu yalnızca doğaya ihanet mi? Yoksa aynı zamanda gelecek nesillere, kültüre, tarihe de bir hançer mi saplanıyor?

*   *  *

ALT YAPI MI? HANGİ ALT YAPI?

Proje yalnızca orman kıyımıyla sınırlı değil.

Urla Belediye Başkanı, bölgedeki altyapı eksiklerine dikkat çekiyor.

Kanalizasyon eksikliği, bir yanda doğanın, diğer yanda halk sağlığının tehdit altında olduğunu gösteriyor. Başkan Bakan’ın uyarısına göre, atık sular halkın denize girdiği alana boşaltılacak. Ve bölgedeki su kıtlığı, yeni yerleşimlerle daha da derinleşecek.

Yani mesele yalnızca 45 bin ağacın kesilmesi değil; bu topraklara, bu suya, bu havaya yapılan ihanetin boyutları çok daha büyük.

*   *  *

YAĞCILAR KOYU: BİR ÜLKENİN VİCDAN TESTİ

Yağcılar koyundaki bu proje, yalnızca İzmir’in değil, tüm Türkiye’nin bir vicdan testi.

Ağaçların kesilmesine göz yummak; su kaynaklarının, denizin kirletilmesine seyirci kalmak, yalnızca bölgenin değil, ülkenin geleceğinden çalmaktır.

Unutulmamalıdır ki, doğanın talanı, insanlığın da talanıdır.

Yağcılar koyu, beton yığınlarına teslim edilirse, bir koy daha kaybedilir. Ama aslında kaybedilen sadece koy değildir.

Kaybedilen, bir ülkenin vicdanıdır.

*   *  *

KAPİTALİZMİN YANGINI

Yangınlar bazen yalnızca ağaçları yakmaz.

Bazen bir toplumun vicdanını da tutuşturur.

Bugün Yağcılar koyunda gördüğümüz, yangının ardından doğayı yeniden yeşertmek değil, ranta açmaktır.

Ellerinde çekiç, gözlerinde dolar işaretiyle koşanlar; doğanın çığlığını duyamazlar.

Ama ya biz?

Duymalı mıyız?

www.toplukonutemlak.com